-
1 bunun dışında
поми́мо э́того, сверх э́того -
2 bunun dışında
conj. otherwise -
3 for the rest
bunun dışında, bunun ötesinde, zaten -
4 for the rest
bunun dışında, bunun ötesinde, zaten -
5 otherwise
adv. yoksa, bunun dışında, başka, başka türlü, farklı, başkaca, ayrıca, diğer taraftan, başka konuyla————————conj. yoksa, bunun dışında, aksi halde* * *aksi halde* * *1) (in every other way except this: She has a big nose but otherwise she is very good-looking.) bunun dışında2) (doing, thinking etc something else: I am otherwise engaged this evening.) başka şekilde -
6 en dehors de
1 dışında [dɯʃɯn'da]2 hormis bunun dışında◊En dehors de cela, il ne m'a rien dit. — Bunun dışında, bana hiçbir şey söylemedi.
-
7 dış
зуб (м)* * *1.1) вне́шняя / нару́жная сторона́ (чего-л.), вне́шний / нару́жный вид, вне́шность (чего-л.)dışı beyaz, içi sarı — снару́жи бе́лый, внутри́ жёлтый
bardağın dışı kirli — стака́н снару́жи гря́зный
bu evin içi dışından güzel — э́тот дом внутри́ краси́вее, чем снару́жи
2) разг. заграни́ца2.yurt dışına çıkanlar — отъезжа́ющие за грани́цу
1) вне́шний, нару́жныйdış görünüşte — по вне́шнему ви́ду, на вид
dış kapı — а) нару́жная дверь; б) пара́дная дверь (дома, квартиры)
dış karakol — воен. нару́жный пост
dış kulak — анат. нару́жное у́хо
dış mahalle — кра́йний кварта́л
dış taraf — вне́шняя сторона́
2) вне́шний, иностра́нный, зарубе́жныйdış siyaset — вне́шняя поли́тика
dış ülkeler — зарубе́жные стра́ны
3.dış yatırım — вне́шние капиталовложе́ния, инвести́ция
-не, -внеakıl dışı — неразу́мный
edep dışı — неприли́чный, недозво́ленный
evlilik dışı — внебра́чный
kanun dışı etmek — поста́вить вне зако́на; объяви́ть вне зако́на
mantık dışı — нелоги́чный
4. в соч.mesai dışı çalıştırmak — заставля́ть рабо́тать сверхуро́чно
••dışı eli yakar, içi beni yakar — посл. не всё зо́лото, что блести́т; вне́шний вид обма́нчив
dış kapının dış mandalı — погов. седьма́я вода́ на киселе́
- dışında- iş hayatının dışında
- rekabetin dışında
- şehir dışında
- bunun dışında
- dışında kalmak
- dış kapak -
8 dış
1. adj/subst Außenseite f; außen-, Außen-; Auslands-; (das) Äußere;dış görünüşte dem Aussehen nach;dış kapı Haustür f;dış lastik Auto Reifen m;dış siyaset Außenpolitik f;dış taraf Außenseite f;dış ticaret Außenhandel m;dışa açılmak sich (der Außenwelt) öffnen;evlilik dışı außerehelich;kanun dışı illegal;-i kanun dışı etmek A ächten, in Acht und Bann tun;dış kapının dış mandalı entfernte(r) Verwandte(r);yarışma dışı außer Konkurrenz2. postp -in dışına über … (A) hinweg;-in dışında Ort außerhalb (G); draußen (vor D); fig außer (D);şehir dışında außerhalb der Stadt3. adv bunun dışında darüberhinaus -
9 absehen
ab|sehenI vi ( nicht berücksichtigen) hesaba katmamak ( von -), saymamak ( von -); ( verzichten) vazgeçmek ( von -den); ( nicht berücksichtigen) hesaba katmamak ( von -);von einer Strafe \absehen ceza vermemek;abgesehen von......in dışında;abgesehen davon bunun dışında;abgesehen davon, dass......ği sayılmazsaII vt1) ( lernen) bakarak öğrenmek;jdm etw \absehen bir şeyi birine bakarak öğrenmek2) ( voraussehen) görmek;es ist abzusehen, dass... görülüyor ki,...;ein Ende ist noch nicht abzusehen henüz sonu görünmüyor3) es auf jdn abgesehen haben ( gern haben wollen) birine göz koymak; ( schikanieren) birine kancayı takmak -
10 part
n f1 morceau parça [paɾ'ʧa]2 prendre part à qqch bir şeye katılmak3 faire part de qqch à qqn birine bir şey konusunda haber vermek4 pour ma part bana kalırsa5 à parta ayrıcab dışında [dɯʃɯn'da]◊Tout va bien, à part ça. — Bunun dışında, herşey yolunda.
6 de la part de qqn biri tarafından7 d'une part... d'autre part... bir yandan, öte yandan8 de toutes parts her yandan -
11 other than this
adv. bunun dışında -
12 other than this
adv. bunun dışında -
13 andere
andere, anderer, anderesein anderes Buch başka bir kitap;am anderen Tag ertesi gün;das andere Geschlecht karşı cins;kein anderer als -in ta kendisi;anderes, andres başka (türlü);unter anderem -in yanısıra, … ve benzer(ler)i;eins nach dem anderen (her iş) sıra(sı)yla2. indef pron: ein anderer, eine andere bir başkası;die anderen başkaları;alles andere bunun dışında her şey -
14 anderer
andere, anderer, anderesein anderes Buch başka bir kitap;am anderen Tag ertesi gün;das andere Geschlecht karşı cins;kein anderer als -in ta kendisi;anderes, andres başka (türlü);unter anderem -in yanısıra, … ve benzer(ler)i;eins nach dem anderen (her iş) sıra(sı)yla2. indef pron: ein anderer, eine andere bir başkası;die anderen başkaları;alles andere bunun dışında her şey -
15 anderes
andere, anderer, anderesein anderes Buch başka bir kitap;am anderen Tag ertesi gün;das andere Geschlecht karşı cins;kein anderer als -in ta kendisi;anderes, andres başka (türlü);unter anderem -in yanısıra, … ve benzer(ler)i;eins nach dem anderen (her iş) sıra(sı)yla2. indef pron: ein anderer, eine andere bir başkası;die anderen başkaları;alles andere bunun dışında her şey -
16 daha
1) noch; ( şimdiye kadar) bis jetzt\daha da kötüsü schlimmer noch\daha erken es ist noch früh\daha neler var? was gibt es noch?\daha sürecek mi? dauert es noch lange?bir hafta/saat \daha noch eine Woche/Stunde, eine weitere Woche/Stunde2) alsgöründüğünden \daha gençtir er ist jünger als er aussieht3) \daha az weniger\daha çok mehr\daha fazla noch mehr\daha doğrusu richtiger ist, genauer gesagt, beziehungsweise\daha erken/geç früher/später\daha erken olmaz früher geht's nicht\daha güzel schöner\daha iyi besserbugün \daha (da) iyiyim heute geht es mir (noch) besser4) erst\daha dün kendisiyle konuştum erst gestern sprach ich mit ihm\daha düşünmek weiter überlegen6) sekiz bir \daha dokuz eder acht und eins macht neun -
17 dabei
ayrıcabunun dışında -
18 hierbei
ayrıcabunun dışında -
19 bis
bis [bıs]I präpvon... \bis......den...e kadar;\bis wohin fahren Sie? nereye kadar gidiyorsunuz?;\bis Seite 30 sayfa 30'a kadar;ich habe \bis drei Uhr gewartet saat üçe kadar bekledim;von Freitag \bis Sonntag cumadan pazara kadar;von 9 \bis 11 Uhr saat 9'dan 11'e kadar;\bis morgen/Montag! yarın/pazartesi görüşmek üzere!;\bis bald/später! yakında/sonra görüşmek üzere!;\bis jetzt şimdiye kadar;\bis dahin oraya kadar;noch fünf Minuten \bis zur Pause araya beş dakika kaldı;Jugendliche \bis zu 18 Jahren 18 yaşına kadar gençler2) ( außer)\bis auf dışında, hariç;\bis auf ihren Bruder waren alle da erkek kardeşi dışında herkes oradaydı3) ( nicht mehr als)\bis zu -e yakın;\bis zu 50.000 Menschen passen in das Stadion stada [o stadyuma] 50.000'e yakın insan sığar4) ( Zahlenangabe)das kostet zwei- \bis dreihundert Euro bunun fiyatı iki yüz ile üç yüz euro arasında;drei \bis vier Tage üç dört günII konj (\bis zu einem Zeitpunkt) (-inceye [o -ene]) kadar;ich sage lieber nichts, \bis ich ihn persönlich kennen lerne onunla bizzat tanışıncaya kadar bir şey söylemesem iyi olacak;ich warte, \bis er zurückkommt o gelinceye [o gelene] kadar bekleyeceğim1) kadar, değin, dek2) ( spätestens) en geç
См. также в других словарях:
daha — zf. 1) Şimdiye kadar, henüz Daha kimse gelmemiş. Daha bir saat olmadı. 2) Var olana, elde bulunana ek olarak, olana katarak Bir kızım daha olsaydı, adını Meliha koyardım. P. Safa 3) Kendisinden sonra üçüncü kişi iyelik eki alan bir sıfatla… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele — (abbr. JİTEM , in en. Gendarmerie Intelligence and Counterterrorism) is a wing of the Turkish Gendarmerie, active in the Turkey PKK conflict. [cite news|url=http://turkishdailynews.com.tr/archives.php?id=1902 accessdate=2008 10 09 title=PKK… … Wikipedia